Müteahhite ulaşmaya çalışın, yıkımı yapan başka firma olduğu için haberi bile yoktur belki.

Bir cam parasının üstüne yatıp da dava mahkeme uğraşmak istemeyecektir akıllı bir adamsa.

Keşke konut sigortanız olsaydı, sigortayı çağırır yaptırırdınız, onlar kanırta kanırta alırdı sorumlulardan parayı.

müteahhit in haberi var. ancak pek sallamıyor kendisi. sigortayı ben de keşke dedim. Aslında bu konuda pek dinletemedim anneme bu konuyu :)

O zaman hiç üşenmeyin, bir avukat arkadaşa verin bu işi çatır çatır masraflarıyla alsın ödemeyi.

Siz de camı değiştirip fatura alın camcıdan, faturayı zabıta raporunu ve fotoğrafları avukat arkadaşa verin uğraşsın.

mala zarar verme suçu taksirle işlenebilen bir suç değil. yanlış bilmiyorsam avukat icra aracılığı ile tazmin edebilir ilgili evraklar vasıtasıyla.

Kırılan bir camın masraflarını ödemeyecek kadar bir şirket nasıl düşer anlamak mümkün değil. Avukatla görüşmeden önce müteahhit ile son kez görüşüp bakın zararı karşılamayacaksanız hukuki yollara başvuracağım diyerek zorlayın bence, eğer kafası biraz çalışıyorsa fazla uzatmayacaktır zararı karşılayacaktır.

Yok hala inat ediyorsa diğer arkadaşların da dediği gibi bir avukatla iletişim kurmak en doğru yol gibi.

Ticari taksi hariç uber kullanımı ülkemizde yasak, yani şu an ülkemizdeki uber'in tek mantığı ticari taksi çağırabilme aplikasyonu olması.

uber türkiyede yok.

Evlenenler ve boşananların pasaport ve vize hakkındaki bu tür sorulara verilen cevaplar genelde "eski pasaport ve vize sıkıntı olmaz" minvalindedir hep. Birebir yaşadığım bir şey değil ama bu soruya karşı okuduğum cevaplar emin bir şekilde böyle.

Zaten mantık da bu yönde, mahkeme kararını pasaport ve vize süreniz boyunca yanınızda bulundurursunuz herhalde.

Benzer durum yaşadım. Yurt disinda çalışıyorum. Evet, çalışma izni vs eski soyisime göre çıkar. Davanız sonuclaninca; Öncelikle yaşadığınız yerin Türk konsoloslugundan kimliginizi ve pasaportunuzu yenılıyorsunuz. Yenilenmiş pasaport ile yaşadığınız ülkenin nüfusuna gidip yeni soyadinizi sisteme işletiyorsunuz sonra da göçmen burosuna durumu anlatıyorsunuz, onlar da evraginizi yeniliyor..benim çalışma iznimin bitimine 1 yıl vardı iki defa para ödememek için tüm işlemleri beklettim. Yeni pasaport cikarmadim, çalışma kartımı da yenilemedim, Bi sorun da yaşamadım.(bu donemde yurtdisina hiç seyahat etmedim).ayrica, Ben hicbirsey yapmadan bosanma davası sonrası otomatik eski soyadima dönmüştüm.

teşekkürler cevaplar için.

@ya volna; peki bu işlemlerin ücreti ne kadar ki, beklemeye değecek kadar fazla mı

Tam hatırlamıyorum ama yeni oturum kartı çıkarmak 120€'du.pasaport/kimlik 30-40€.foto vs.ile toplam 200€.sizin yaşadığınız ülkeye göre degisebilir.

turistik daha az uğraştırır ve bence daha risksiz.
herkes turistik gezi yapabilir, hakkıdır, standartlar dışında endişe verici bi araştırmaya gerek yoktur. ama arkadaş yanına (?) sebepsiz gidişi daha çok araştırmak gerekir hele ki ortadoğudan gelen biri için. aile bile değil, arkadaş diyorsunuz. düğü cenaze, aşırı büyük bi olay mı var yoo e o zaman..,

fake otel rez.nu makul ve mantıklı yapın. bin eur maaşınız varken gecelik 100 eurluk otel seçmek manasız ve ben sahteyim diye bağırır. ayrıca seyahatin tamamında konaklama, ufak -şehirler arası mesela- gezi olacaksa onların da biletleri, konaklama bilgileri falan önemli.
maaş bordronuz ve şirketinizin yazacağı yazıda şu tarihe "kadar" yurtdışında olmasında sakınca yoktur demesi daha hoş olabilir.

Turistik daha mantıklı +1

Fake olduğu bağırmayan bir otel rezervasyonu iyi fikirmiş, ben fake olmasa da makul otellere rezervasyon yapan biriyim ama "nasılsa fake" diyip saçma rezervasyon yapmamak iyi fikir.

Yanlı iş yerinden alınacak "yurt dışında olmasında sakınca yoktur" kısmı bana saçma geldi. Neden gereksiz ve şüphe uyandıracak bir belgeyi dosyaya koyalım?

Vize için istenen evrak haricinde kafa karıştırmasak daha iyi saki!

Aslında turistik vize için şimdiye kadar hep şirketten izin yazısı aldım, şu tarihlerde izinlidir diye. O nedenle öyle bir mektup eklerim diye düşünmüştüm.

bir işyerinde çalışılıyorsa o iş yerinden izin kağıdı da ekleniyordu en son zaten. Değişti mi ki ?

şubeye ulaştığında dağıtıma çıkmadan gidip aldığıım kargolar olmuştu geçmişte. siz yine de şubeyi bi arayın.

Eğer şubeye ulaşacaksa şu saat itibari ile ulaşmıştır, mesai başladığı saatte araç geliyor ve bölge dağıtımları kapının önünde ayrılıyor.

Şu an şubeye gidip sorun, araca yüklenmeden alırsınız geldiyse. Araca yüklenirse bugün teslim edemeyebilirler, bazen gezdirip ertesi güne bırakıyolar.

Dün kargoya verildiyse bugün dağıtılma ihtimali çok yüksek. Şubeyi arayıp sorun olmadı

Ayilar icin spreyler var. Digerleri icin de ise yarayacagini dusunuyorum. Kurusiki bir silah sprey kadar birbirinize yakinlasmanizi onler sanirim. Tabi hayvan size dalmayi kafaya koyduysa kurusiki silah pek ise yaramayacaktir.

Yavrulu hayvana denk gelmedikçe o senden korkuyor sen ondan korkuyorsun herkes başka tarafa gidiyor.

Hayvana tehdit unsuru olup da kendini korumasını veya saldırmasını sağlamaya gerek yok bence.

O kadar kamp, yürüyüş yaptık yıllardır dağda, yaylada, ne arabanın ne insanın olduğu yerlerde izler harici vahşi hayvana rastlamadık onu da belirteyim.

Çantanıza ya da belinize bir çan takın ve yürürken sürekli ses çıkarın, sizi duyan hayvan sizden uzaklaşacaktır.

Süpriz çıkabilecek alanlara girmeyin, sık çalılık, içi arkası gözükmeyen otluk alan vs.

Gözünüzün görebildiği açıklıkta başınıza bir iş gelme olasılığı çok çok düşük.

Ne olur ne olmaz bir kamp bıçağı bulundurmakta fayda var her zaman.

nerede yürüyorsun buna bağlı. yürüyüş öncesi bölgenin köylülerine ve özellikle avcılarına gittiğin rotadaki vahsi hayvanları sorabilirsin. muhtemelen risk yoktur. türkiyede ayı ve yaban domuzu dışında sana saldıracak hayvan yok. bu ikisi de aşırı aç ya da tavrusu yanında değilse senden uzak duracaktır.

Biz hep buradayız beyefendi, kime sorsanız gösterir.

Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir.

Kesinlikle haftasonu değil.

Eylülde bozulup geri döndükten sonra eskisi kadar yoğun da değil sanki.

haftasonu mesai yaparsam can sıkıntısından mecbur giriyorum. 90'lardan kalma bir forum kadar sessiz ve sakin oluyor. geceleri bilmem.

ama aşağıdaki link sitenin en çok izlenen duyurusu, buraya girip, yanıtların giriş saatlerini alt alta toplayıp ort. bulabilirsin. günü de tespit edebilirsin.

www.eksiduyuru.com

akşam 4 gibi iyi oluyor

Ama sistem yeni duyuru geldiğinde sayfayı yenileyen, ya da online olanları uyaran bir sistem değil ki.

Benim gibi başka deliler de varsa can sıkıldıkça F5 yaparlarsa görürler yeni duyuruyu :)

Hafta sonu daha sakin olduğu aşikar, bana göre sanki mesai saatlerinde daha yoğun gibi.

Kaldı ki duyurun o an cevaplanmasa bile sonraki girişlerde geriye doğru duyuruları okuyanlar içinde cevabı olan varsa mutlaka cevaplar.

eğer cihaza simkart takılmıyorsa imei numarası yoktur dolayısıyla kayıt gerektirmez.

eğer kutusunu atıp valiz içine koyarsanız kimse sormaz bile ama kutlu getirirseniz ne hakkınız vardır nedir bilmiyorum.

ben macbook pro mu türkiyeden almıştım 2015 de avrupada aşırı pahalıydı çünkü, şimdi dolar euro eşitlendiyse uyguna geliyor olabilir.

durup dururken aklıma soktun, eldeki 16" i9'u da satamayız bu saatten sonra :)

Amerika olsa neyse de, Avrupa'da bu tür ürünler bizden ucuz değil ki yanlışım yoksa.

Mesela merak edip baktım şimdi; 16 gb ram, 256 gb ssd, 13,3" ekran Air:

Almanya fiyatı 1.359 euro
Türkiye fiyatı 11.000 TL

Kutuyla getirirsen 430 euroyu geçmesi durumunda gümrük vergisi ödersin.

yaklaşık 7 yıl önce en düşük seviyede bir modelini almıştım. bir sorun yok hala çalışıyor.

ben kullanmıştım önceden. gayet iyi çalışıyordu. hiç sıkıntı yaşamadım.

altus, arçelik fabrikalarında üretiliyor. bende çamaşır bulaşık ve buzdolabı var. bir sene dolmadı ama sorun yaşamadım

Eşimin öğrenciyken aldığı çamaşır makinesini evlendik hala kullanıyoruz. Toplamda 6-7 sene olmuştur alınalı gayet memnunuz. Hiç arıza da yapmadı bugüne kadar maşallah diyelim.

Arçelik'in ekonomik ürün gamındaki markası, büyük markalar piyasadaki ucuz markalarla yarışmak için kendi fiyatını düşürmez de yeni bir marka çıkartır ya hani.

Çoğu zaman hiç bir kalite farkı da olmaz, sadece marka değişiktir. Vestel'de bu markanın adı Regal, Arçelik'te Altus.

Aynı şey gıdada ve bir çok sektörde de var.

Eskiden beri bir çok meydanda, merkezi parklarda vs olan wi-fi yayınına tc no telefon ve sms kodu ile giriliyordu. Tabi ki hız ve kullanılabilirlik hak getireydi eskiden.

wifi'dan mı bağlanıyoruz? benim mobil çekiyor turkcell'de wifi aramadım.

Temaslının temaslısı diye bir olay yok bildiğim kadarıyla. Siz karantinaya, eşiniz de aynen devam.

Şuan temaslar bile karantinaya girmiyor. Eskidendi o. Test yaptır pozitif değilsen hayatına devamm

Aşılıysanız size de karantina yok, 5. gün gidip test veriyorsunuz ve negatifse sorun yok devam.

İdi en son okuduğum, eğer değişmediyse.

normal değil bence

Bende de öyle. Biraz beklemek gerekiyor. Uzun sürede kuruyor. İlk açtığınızda ıslak oluyor baya. içine su dolmuş olan kapak, bardak vs olduysa onlar da iyice ıslak yapıyor.

buzbebek +1
Kurulama bezi önerim :)

Simdi soyle bir durum var. Bunu da ekleyeyim. Eski bosch makinemde 65 derece yikama 132 dakika suruyordu.
Arcelikte 65 derece 58 dk suruyor.

E haliyle o surede kurumuyor sanirsam.

Sepetin telleri, pervanenin ustu hep sulu.
Tabak canak kuru onda sorun yok ama makine gelennarak islak.

Makinenin kupkuru oolmasina alismisim bu garip geldi ya da bir terslik var

normal. tam kurutmuyor genelde. tavanda ıslaklık oluyor hatta genelde.

parlatici kullaniyor musunuz? oninla da ilgili olabiliyor bazen.

hocam bosch'ta kurutma özelliği var. arçelik'te yok.

Sanırım enerji tasarrufu için yeni makinelerde böyle, işlem bitse de içerideki sıcaklık dışarı kaçmasın diye kapağı hemen açmayın. İçerideki sıcaklık belki de bir süre içinde kurutmaya yetiyordur!

arcelikler oyle.
Buzdolabi da traktor gibi calisiyor, kosup kosup tekme atiyorum susuyor.
Mutfagin kapisini kapatmazsan uyutmuyor.
koc uretimi anca bu kadar oluyor bunu bilerek alacaksin.

Camasir makinesinde bi falso gormedim henuz, cekmecesi 1 milyoncudan alinmis gibi sadece.

Birinci yol sata usb 3.0 dönüştürücü almak.

İkinci olarak HDD herhangi bir laptop takabilirsiniz model farketmez.

kutu ve kablo kullanmanız arasında herhangi bir fark yok. ben bunu kullanıyorum oldukça memnunum.

www.amazon.com.tr

laptoptan çıkardığınız hdd’yi bununla usb girişi olan herhangi bir pc’ye bağlayabilirsiniz.

Herhangi bir kablo/kutu/aparat almadan da hdd söküp masaüstü bir pc kasasına bağlayıp alabilirsiniz de verileri.

Tamiri kabul etmeyip seçimlik haklardan aynı malın ayıpsız yenisini, eğer aynısı yoksa muadilini alacağını söyle.

televizyonun markası philips mi? eğer öyleyse onlarda default sanırım bir ayar oluyor. biz de ilk aldığımızda televizyon 1 sene otomatik kapanıyordu belli sürede bir. sonra biz mi düzelttik kendi mi düzeldi bilmiyorum şu an sıkıntı yok. öyle bir ayar da yapılmış olabilir, televizyon bozuk olmayabilir..

Ürünü internetten mi aldınız mağazadan mı?

İnternetten aldıysanız 14 günü geçti mi?

Standart garanti şartlarında ürün aynı arızayı 3 kere, farklı arızaları 5 kere yaparsa üretici ya da distribitör ürünü değiştirmek zorunda. Burada konu alışveriş yapılan yere iade değil, muhatap üretici ya da distribitör.

Ayrıca takıntı yapıp kendinizi mutsuz etmeyin bence, garanti süreniz devam ediyor. Değişim olmasa da tamir ettirip kullanın.

Dip not: uyku programlama filan açık olmasın sakın?

yok philips değil LG.

tüm ayarları kontrol ettim hepsi kapalı.

Ayıplı üründe internetten veya mağazadan almanın bir önemi yok. 6 ay içinde ortaya çıkan ayıp ürün satılmadan önce de varmış sayılır ve seçimlik haklar devreye girer. Mağazadan almanın ve 14 günün esprisi 'koşulsuz' iade hakkı. Sizin koşulunuz var. O yüzden nereden alındığının bir önemi yok.

edit: Mağazadan almanın ... esprisi değil; internetten almanın... olacaktı o cümle.

Zoe bi durum gerçekten. Arkadaşınızın eşi düşüncesizlik etmiş gibi. Ama mesela arkadaşınız eşine doğru bir dille gelmemesi gerektiğini söyleyebilir. Beşki kızın haberi yoktur istenmediğinden, zaten empatik biri değil anlattığınız kadarıyla. Arkadaşınızın eşine söylemesi lazım bu durumu.

Kısa zaman içinde herkesin eşlerinin geldiği bi buluşma yapabilirsiniz. Sonrasında ki buluşmalarda arkadaşınız +1 leein saverli olmadığını falan söyleyebilir.

Yani bence arkadaşınıza düşündüklerinizi kibarca söyleyin. Rahat hissedemiyoruz eşinin yanında diye. Daha fazla eşli buluşma yapma taahhütü verip eşsiz buluşmalara eşini getirmemesini isteyebilirsiniz bence.

Yazım hatalarını düzeltemiyorum mobildeyim. Akşama düzelteceğim.
Belki*
+1lerin davetli olmadığını*

Arkadaşın iradesizin teki. Salla.

@zimbirik: evet esli bulusma da yapiyoruz. Grupta belirtiyoruz esli/essiz diye. Bu sefer sadece eslilere geliyorlar. Arkadasim bize soylemiyor ne oldugunu ama essiz zamanlarda bahane buluyor. Kiz kendini esliden saymiyor galiba. Bizim arkadasimiz sayiyor direk.

Kadın açık sözlü siz de açık sözlü olun. Çat çat söyleyin suratına.

ya o size bunları söyleyebiliyorsa utanmadan siz de ona söyleyin. zor şeyler yaşayan ve alttan alınması gereken sizsiniz o değil. gerekirse arkadaşınızı çıkartın hayatınızdan.

Ben "siz de onun gibi davranın" önerilerine katılmıyorum. Burada şikayet ettiğiniz ve muhtemelen okuyan herkesin rahatsız olduğu bir karakterden bahsederken "siz de öyle olun" demek bana garip geliyor. Siz niye kötü bir karaktere bürünesiniz ki?

Ben olsam arkadaşımla araya biraz soğukluk koyardım. Durumu anladığında da ona eşinin söylediklerinin beni kırdığını ve onla aynı ortamda bulunmaktan rahatsız olduğunu söylerdim. Bu durum arkadaşınızla aranızdaki bağı kopartacak muhtemelen ama artık eskisi gibi olmasını da beklemeyin. Eğer dostluğunuzun eski günlerdeki gibi olmasını umuyorsanız o iş olmaz.

yanlış kişiyi muhatap kabul ediyorsunuz. muhatabınız eşi değil arkadaşınızın kendisi. eşi de o arkadaşınızın "tercihi". görünen o ki tercihinin ona ve çevresine yaşattıklarını sizin kadar mesele etmiyor arkadaşınız. bu durum da onu bu tercihiyle kabul edeceksiniz veya etmeyeceksiniz. bu kadar basit. sürekli böyle dolup dolup toksik bir şeye dönüşmesine izin vermeyeceksiniz. çocukluk arkadaşıdır, yakın dosttur, bunlar çok kıymetli olgular insan hayatında ama hayatta insanlarda elenebilir. araya tercihler, yollar, farklı dünya görüşleri ve benzeri girebilir. bu kadar kafanızı takmaya gerek yok, doğal bir akış bu.

@phoebe: yoo tercihini elestirmiyorum. dedigim gibi ben zaten soyleyeceksem durumu arkadasima soylemek istiyorum ve cocukluk arkadasimi da kaybetmeye raziyim. Sadece ne diyeyim gibi sordum. Cunku surekli ariyor, plan falan da yapiyor. Ben de geriliyorum.
Ek: zaten gruptan kimse kabul etmiyor artik. Herkes evli barkli kimse boyle degil. Watsap grubuna bile eklediler karisini. Muhabbet donmedi baska grup actik vb. Yoruldu herkes.
Tek arkadaslari ben kaldim gibi bir sey ama artik hakarete vardi olay. Kimse bisey demiyor, sitem etmiyor ama gorusmuyorlar haliyle.

İnsanlar bu tür sebeplerden dolayı kardeşleriyle görüşmüyor, yapacak bir şey yok. Arkadaşınızın tercihi bu yönde, siz de bir tercih yapacaksınız.

@john: iste zaten tercihimi yaptim. Gorusmemeye raziyim sadeve ne diyeyim diye soruyorum.

Bence tercihi arkadaşına bırakmalısın şöyle

Birincisi kadın zaten iletişimden anlamıyor ona dil dökmeye gerek yok

Arkadaşına da karısının yaptığı davranışlardan hoşlanmadığını bu süreçte onun olduğu ortamlarda bulunmak istemediğini, karısının olmadığı ortamlarda ise arkadaşına onunla oturup arada çay kahve içip sohbet etmek istediğini söyle

Bu durumda kararı arkadaşın verip durumu yönetsin, seninle bu şartlarda buluşabilir, eşim olmadan vakit ayıramam derse kendi bileceği iş, buna da kırılmadan eyvallah deyip görüşmezsin

yani eşinin densiz konuşmalarına ses etmeyen insanla da görüşme bence, demek anormal bir durum görmüyor. ben yerinde olsam direkt eşinin konuşmalarından dolayı seninle görüşmek istemiyorum derdim. sanki çok ince insanlarmış gibi bahane aramaya gerek yok.

Bas engeli gec abi ne dusunuyorsun bu kadar.

Evli adamlarin bazisi karakterini satar. Hic dusunme engelle rehberden sil.

Yeni gruplar kurun onu almayin eski grupta allah allah niye yazmiyorlar diye dusunsun dursun.

Arkadaşınızla görüşmeye devam etmek istiyorsanız: "Eşin benim için <<tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu>> dedi. Ben de bu yüzden eşinle aynı ortama girmek istemiyorum. İstersen eşin olmadan görüşebiliriz."

Arkadaşınızla da görüşmek istemiyorsanız: "Eşin benim için <<"tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu">> dedi. Sen de bununla ilgili hiçbir şey yapmadın. O yüzden seninle de eşinle de görüşmek istemiyorum".

degmez. insanin esi farkli düsünebilir vs, ama o arkadasinin da sana bi kusura bakma demesi lazimdi bu kadar laftan sonra ki moral grektiren bi hastaligin var.
ölsen sevinecek insanlari niye bu kadar takiyorsun ben olsam bi bulusma ayarlar bunlari cagirmazdim.
biraz da sey hissettim, bunlar gruptan dislaniyorlarsa ve digerleriyle acik bir sorun yoksa zamanla Bikit'le olan problem yüzünden dislandik gibi düsünebilirler, kendi gecimsizliklerini degil, seninle olan bir problemden dolayi uzaklastik gibi yansitirlar.
bu yüzden hicbir sey söyleme, sadece görüsme, ararsa da birsey salla. cünkü sen ne dersen de herkes istedigi gibi yorumlayacak, hasta oldugun icin 'hassas' diyecekler vs. bisey diyen olursa da, ortada laf söyleyen bir tek onlarin terbiyesizligi kalir. sen -ben bisey demedim, onun esi bana sunlari sunlari söyledi, görüsmek istemedim- diyebilirsin.

himmet dayi +1 ve devamında da pispinti +1

açık olun.

Pispinti+1 sadece son cümlesini çıkartıyorum:
"Arkadaşınızla görüşmeye devam etmek istiyorsanız: "Eşin benim için <<tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu>> dedi. Ben de bu yüzden eşinle aynı ortama girmek istemiyorum."
Seninle yalnız görüşebiliriz demeye gerek yok. Sen bir şey demedin, seni de siliyorum demeye gerek yok. Mesaj bu kadar açık ve net olmalı.
Bizde de var böyle bir arkadaş, lise toplantısı yapacağız, karısı olmadığı zaman gelmez. Muhtemelen kocasını kaptırmak istemiyordur. O yüzden "tek geleceksen gel görüşelim" demek o kadının gözünde "aşüfteler kocacığımı kapacaklar" anlamına gelebilir ancak. Boş verin dediğiniz gibi her ilişkinin dinamiği farklı.

Böyle mikrop insanlarla niye iletişim kuruyorsunuz ki... Kocası karısının dediklerini duymuyor mu? Eğer duyup da karısına ne biçim konuşuyorsun demiyorsa karısı kadar kocası da suçlu. Net şekilde sizinle görüşmek istemiyorum deyin.

Ben bitirmek istedigim zaman iletisimi sessiz sedasiz kesiyorum genelde, illa "ben senin/sizin hakkinizda soyle boyle dusunuyorum" diye aciklama yapmaya gerek yok.

Baya sevdigim, zamaninda bana baya yardimi falan da dokunmus bir arkadastan $om agizli olmasi, etrafindaki herkese surekli ve giderek dozu arttirarak "hepiniz salaksiniz" tavri cekmesi yuzunden yildim, iletisimi kestim. Arada denk gelirsek nereye kayboldun hayirsiz falan diyor, ona da bir cevap vermiyorum, gulumsuyorum sadece.

sessiz sedasız bitirme taraftarı değilim, insanlar açık iletişim kurmalı. belki bu şekilde kendilerine de bir faydanız olur, bunu başkasına yapmaz, artık eski de olsa arkadaşın sonuçta.

pispinti +1 ama sadece bu olayı örnek göstermez, geçmişten de olaylara kısaca değinirdim, bir konu yüzünden trip atmış gibi olmayın.

geçmiş olsun bu arada.

pispinti +1 söyle geç. Arkadaşını da çıkar hayatından

Siz kadındınız diye hatırlıyorum ben. Benim kocam kadınlı erkekli arkadaş toplantısına gitse sizin arkadaşın eşi gibi ben de damlarım :) Şimdi bu hanım arkadaş da bu sebeple geliyor muhtemelen ama aşırı patavatsız olduğu aşikar.
Ben olsam arkadaşımı çıkarırım hayatımdan. Çok üstelerse eşinin cümleleri kırıcı moral bozucu oluyor ben huzurumun bozulmasını istemiyorum, selametle der kapatırım konuyu. Kimse kimseyle iki cihan kanka olacak değil hiç sıkamam tatlı canımı.

Açık olmak her zaman iyidir, eşinden hoşlanmıyorum ama biz ayrı ayrı görüşeceksek görüşelim diyebilirsin. Bundan alınırsa alınır, alınmazsa görüşürsün.

bu kadar uzun uzun düşünmene bilecek değecek bir olay değil. sal gitsin.

termostat var, belirli bi sıcaklığa gelince termostat atıyor, elektriği kesiyor.

Termostat belli bir sıcaklığa gelince elektriği kesiyor.
(git: tr.wikipedia.org)

buhar termostatı denilen bir yapı var, su iyice kaynayıp buhar çıkmaya başladığında bir hava kanalından geçerek bu termostatı ısıtıyor ve atıyor. dikkat edersen çaydanlığın üst parçası açık kalır ve buhar havaya giderse bu termostat atmıyor.

en basit kettle cihazlarda termostat var suyun ısısı 95 dereceye geldiğinde atıyor.

Üstteki bilgilere ek bilgi;

olurda kapağı açık unuttunuz ve buhar termostata ulaşamadı diyelim, o zaman da tabanda rezistansa yakın 2. bir koruma termmostatı var.

Aslında termostat da denilmez bunalra sanırım, ayar yok çünkü. Belirli bir ısıya ulaşınca genleşen demir parçası devreyi kesiyor o kadar.

Standart otomobiller ve küçük ticariler 17 mm olur genelde. 19 mm daha büyük araçlar için olur, suv, crossover, lamyonet vs.

Doblodan çıkan bijon anahtarını piyasadaki hemen her arabaya uyar tahminim, 17 mm dir bence.

Soru ne için lazım? Belki başka bir yönden yaklaşırız cevaba?

Doblo bijonu lazım olsa ölçü sormazsınız çünkü, internette doblo bijon anahtarı diye satılır.

Dudullu daha yakın olur. yaklaşık 30km Şişli'den. Çatalca 60km.

Çatalcadan çok memnun kalmıştım ben tavsiye ediyorum. Trafiksiz bayrampaşafan 30 dkda gittim.

Dudullu ya da Samandıra daha mantıklı sizin için. Tabi gün içinde Çatalca-Şişli trafiği ile Dudullu-Şişli trafiği ne olur bakmak lazım.

bu hesaplara girmemek için, emlakçılar, genelde bu işlerde tapuda evin belediyece belirlenmiş rayiç bedeline göre satış rakamı yazdırıp para transferini de elden ele şeklinde yapıyorlar.

%35 işi için ben de bir kaç kişiye danıştım ama kimse bilerek iş yapmıyor..

5 yıl içinde yapılan satış karını beyanname ile bildiriyorsunuz. bu da sizin o seneki gelirinizle birlikte geliriniz olarak yazılıyor ve ona göre vergi veriyorsunuz.

ticaret yapanla maaşlı çalışan arasında fark yok.

hesaplanması :

24.000 TL'ye kadar %15
53.000 TL'nin 24.000 TL'si için 3.600 TL, fazlası için %20
130.000 TL'nin 53.000 TL'si için 9.400 TL, fazlası için %27
650.000 TL'nin 130.000 TL'si için 30.190 TL, fazlası için %35
650.000 TL'den fazlasının 650.000 TL'si için 212.190 TL, fazlası için %40

www.hesapkurdu.com

Aldığın fiyatla sattığın fiyat arasında bir kazanç varsa (5 yıl içinde) o farka vergi çıkar ve bu belirli kadmeler ile hesaplanır +1

Yıldan yıla enflasyon hesabı da var bunda, atıyorum 100 bine ev aldınız bir sene sonra 110 bine sattınız, 10 bine vergi çıkmaz enflasyon farkından dolayı. Ya da enflasyon 7-8 ise 2 bin liraya vergi çıkar.

Tabi bu basit bir örnek, yoksa belirli bir limite kadar vergiden muafsınız.

Aldığınız fiyat ile satacağınız fiyat önemli, paranın yarı kadarını nakit alacaksanız tapu satışını düşük gösterir genelde emlakcılar vs. +1

Tamamen açık alanda bile tam performans için güneş panelleri güneşe doğru açılı montajlanır.

Balkon güney cephe ise baya bir randıman alınır, ama az güneş görürse piller de az şarj olur.

Atıyorum tam performansda 3 saat yanıyorsa, sizde 2 saate ya da daha aza düşebilir.

Bu tür ürünlerde yerli satıcılara da bakın, önceden yapılan ithalat ve kur farkından ve vergiden dolayı çoğu zaman ucuz elektronikler aliexpress'ten daha ucuz olabiliyor.

Hep 15 tl vergi gelmez, yaklaşık aynı tutarlarda alışveriş yaptığınız için benzer oranalrda vergi ve gümrük sunum ücreti ödemişsinizdir.

Gümrük sunum ücreti sabit, 10-12 lira civarındaydı herhalde. Bunun üstüne %20 de gümrük vergisi gelecek.

Kendime cevap vereyim, 12 metre 100 led solar peri ışıkları, akşam hava karardiginda gibi açılıp, sabah aydınlanana kadar açık kalıyor balkonda. Sabit ışık modunda.

Aux girişi var mı

Usb tarafini cakmakliga bagli usb'ye, diger tarafi da aux girisine baglaman lazim.

Aux girisi varsa kullanirsin. Basarili bi alet, 2 yildir sorunsuz kullaniyorum. Aninda baglaniyor telefona ve hic kopmuyor. (Gecikme de yok)

Aux varsa çalışır.

Çok güzel bi alet,ben de kullanıyorum uzun zamaandır.Pilsiz olması da iyi,kontağı açınca açılıyor kapanınca kapanıyor.Hatta çakmaklıpın altından paralel dişi usb hat çektirdim teybin arkasına,ortalıkta da görünmüyor.

Teypte AUX girişi yoksa da sonradan bir modifiye ile yapılabiliyor. Teyp modeli ile internette aratabilirsin.

benim arkadaşlar motor tamircisi(araba motoru) elbet böyle şeyler oluyor müşteriyi madur etmemek adına bütün masrafları da kendileri karşılıyor.
ya da baştan söylüyolar böyle böyle bu kırılır, masraf açarız ona göre göze alıyorsan yapalım ya da ellemeyelim diye.

silindir kapağı sökülmeden olacak bişeyse rektefiyeci gelip yapıyor, yoksa silindir kapağına söküyolar, conta setini falan alıyolar cepten. senin set 400 lira civarı netten baktım, silindir kapağında hiç bir sorun olmasa bile sök temizle conta tak, yağ koy 600 falan malzemesi tutar.

ulan birini kırdın ötekileri ne elliyon çıkarmadan. belki rektefiyeci geldi üstünde sökemedi. silindir kapağı sökülcek dedi seni de salladı adam masraf ona kalmasın diye.

sizin usta çok tırtmış böyle bişey olamaz yani.

arkadaşın dediği matkapla delip içine kılavuz açıp şu şekilde çektirmeyle çıkartmak.

www.youtube.com

ama her aracta yer müsait midir? çektirme takmaya matkap sokmaya yer var mıdır, sökülmesi gerekir mi gerekmez mi hiç bilmiyorum. belki silindir kapağı üstünde kalcak ama motoru indirip yerde yapacaklar.

en kötü ihitimal de delip kılavuz çekerken falan iyice tahrip edip daha kötü duruma sokmaları ihtimali.

motoru sökmek silindir kapağını sökmekten çok daha kolay ve az masraflı
lap lap lap 15 dakikada alıyolar aşağı.

motor üstündeki sensör ve enjektör vb kabloları söküyolar, şanzımanı ayırıyolar, karter sökülüyor o kadar. karter sökülünce yağ da değişiyo tabi ama motor ustası için problem değil yani bu olay. masraf olarak sadece yağ parası yazar.

kıran usta gözünden baktım olaya masrafsız derken. yoksa sen yaptırmaya kalksan bi dünya para isterler orası ayrı.

İlk iki cümleyi okuyunca "araç focus mu?" diye ayzacaktım ama fiesta demişsiniz zaten :)

Bunlarda meşhurdur bu mevzu, sizi önceden uyarması lazımdı "bak kırılırsa karışmam" diye.

Yanlız motor verimi, yüksek hızda titreme filan bunlar bunla alakalı değil. Kızdırma bujisi soğukta ön ısıtma için işe yarar, yazın hiç lazım bile değil.

@killerbee +1

Tıkmak çektirme veya benzer yöntemlerle çıkartan çok usta var, söktürmeyin hemen kapağı filan. Sanayide sorun soruşturun yapan bir tornacı bulursunuz.

Gerekirse Ankara'ya şaşmaz'a gidersiniz.

kendi atar diye bişey yok. attığı anda yolda kalırsın. ayrıca kızdırma bujisinin sağlamlığını ölçü aleti ile bakarak görebilirsin. sökmeye gerek yoktu.

kızdırma bujisinde arıza olsa araç sadece soğukta çalışmakta zorlanır ama bir defa marş alıp 1-2 dakika çalıştığında motor içi ısınacağı için artık bir farkı olmaz. aşırı soğuk bir ilde yaşamıyorsan kızdırma bujisi gerekli olmayabilir.

kızdırma bujilerinin oraya bak yağ kaçağı görüyor musun.

şimdilik yağ kaçağı yok. bi tanesi ucundan kırılmış vida kanalı nasıl açılacak bilemedim. sabah ilk çalıştırmada 5-10 derece iken de yanıyor buji ısıtma simgesi.
-10 derecelik havalarda da 1 tanesi yeterli olur o zaman ilk ateşleme için?

teşekkürler cevaplar için

'Bu normal mi?' demişsiniz. Yolu göremeden yola devam etmek normal değil. Sağa, emniyetli bir yere çekip, yağmurun şiddetini azaltmasını beklemeliydiniz.
Kaloriferi çalıştırıp yönünü camlara verirseniz veya camları hafif aralarsanız buğuyu önlerdiniz.
Silecek camdan geçtiği ilk anda cam tertemiz oluyorsa silecekleri değiştirmeye gerek yok. Tertemizden kastımın içinde buğu yok. buğu içerden olan bir şey, sileceklerle alakasız.

Aynısı bana da oldu. Az önce eve geldim. Ben de sağa çekip beklemek isterdim ama gece 12'de D100 karayolunda sağa çekip bitmek bilmeyen yağmurun dinmesini beklemek katliama sebep olabilir. Mümkün mertebe yavaş ve temkinli sağ şeridi tutup geldim. Camda saçma sapan kar gibi leke vardı, öyle cam ısıtma ya da pencere açma da iş görmedi. Yolun büyük kısmında şeritleri bile göremeden öndeki aracı takip ettim. Ama anladığım kadarıyla herkes bu durumdaydı çünkü genel olarak trafik yavaş akıyordu ve insanlar şerit kaçırıyordu. Yarın cama su kaydırıcı sprey falan bakacağım. Ben daha önce gece yağmurlu yolda kullandım ama İstanbul trafiği değildi. Çok fazla ışığın bir de yerden yansımasıyla birlikte görüşü oldukça azalttığını ama bunun normal durum olduğunu düşünüyorum. İstanbul trafiğinde gece yağmurunda araç kullanmış arkadaşların desteğini ben de bekliyorum.

Emniyetli bir yere çekip beklemek mümkün değilse, iki şerit çizgisini ortalamaya çalışmak, bu da mümkün değilse bir aracın peşine mesafeli takılmak iyidir. Mesafeli olmalıdır çünkü yakın olursanız hem farınızla öndeki aracç sürücüsünü rahatsız edersiniz ve hem de öndeki aracın sıçrattığı çamurlu suya maruz kalırsınız.

araç ne bilmiyorum ancak analog sistem araçlarda içerdeki havayı cama verme ve dışarıdaki havayı verme seçeneği var. içerideki havayı verirsen sürekli buğu yapmaya devam eder. havayı dışarıdan al seçeneğiyle kullanacaksınız; buğuyu hemen temizler. yeni dijitallerde de vardır illaki bu seçenek. yani durumunuz normal değil. klima/kalorifer kullanımında hata var.

buğunun sileceklerle bir ilgisi yok.

Yolu görememe sebebin cam buğusu mu yoksa yağmur suyu mu?
Silecek hiç çalışmasa bile yolu bir miktar görürsün. Özellikle de uzunları yaktığında. Evet karşında veya önünde araç yoksa uzunları yakmalısın böyle durumlarda.

Cam buğulanmasını önlemek için havalandırma ayarından buğu önlemeyi (düz, alt vs ayarları var) seçmen gerekiyor.

Sileceklerin kötüyse değiştirirsin zaten ucuz bir şey ama kötü silecek bile yolu görmene büyük engel olamaz.

Buğu için hava yönlendirmesini cama (yukarı işareti, ya da aşağıda verdiğim linkteki ambleme) çevirin. Manuel ya da dijital farketmez, yön yukarı/cama olmalı.

Çok buğulu ise fanı en hızlı seviyede açın, buğu giderildikçe hızı düşürebilirsiniz, çok kafa ütüler çünkü.

Isı çok önemli değil, motor soğuksa bile buğu çözülür hızlı havayla. Isı ayarını konforunuza göre ayarlayabilirsiniz. Sıcak olması işlemi hızlandırır, buğu çözülünce ısıyı düşürüp bunalmayı engelelyebilirsiniz.

Silecek meselesine gelince, silecekler genelde 3-4 kademe olur.

1. kademe ya fasılalı açılır kapanır (3 sn'de bir mesela) ya da arabada yağmur sensörü varsa yağmur yoğunluğuna göre çalışır.

2. kademe sürekli belirli bir hız

3. kademe daha hızlı

4. kademe en hızlı (varsa)

Yani siz yağmur yoğun yağınca kademeyi en hızlıya getirdiğiniz halde mi yolu göremediniz? (aşırı yoğun yağışlarda olabiliyor bazen, ama dün böyle bir yağış yoktu sanki)

Ya da 1. kademe, yani yağmur sensörü ayarında mı kolu bıraktınız da silecekten randıman alamadınız?

Yağmurlu avalarda görüş oldukça azalır, aydınlatma ve yol çizgileri çok önemli. Diğer araçlar da varsa çok korkacak bir şey yok, önünüz ve yanınızdakileri hizalarsanız kendinize.

Ama başka aracın olmadığı ve çizgisiz orman/dağ/köy yolları tehlikelidir yağmurda.

Arabaya rüzgarlık taktır. yağmur yağdığında çok hafif camı indir buğu olmaz.

@John Bloor +1
aşırı sağanak yağmurda buğudan bağımsız görüş mesafesi zaten çok kısalır, silecekler son kademe de çalışsa dahi yağmurun hızına yetişemeyebilir.
Bu gibi durumlarda yol görünmeyecek gibiyse müsait bir alana çekip beklemek yoksa dörtlüleri yakıp düşük hızda gitmek gerekir, şerit ve önde ki araçları takip etmekte önemlidir.

Dün ben de benzer bir yağmura yakalandım ve aynalarda çok su biriktiği için yan aynalarımdan verim alamadım. Sonra müsait bir yerde bezle sildim aynadaki su damlacıklarını da rahatladım. Su itici sprey veya sıvılar var cama, kaportaya veya aynalara uygulayabilirsin. Ben alacağım şahsen.

Buğu için de klimanın ayarlarını öğrenmelisin.

Yeni araba kullanıyorsan arabanı çok iyi tanı. Daha önceki soruların da basit ama önemli şeylerdi kendine veya başkasına zarar verme.

Silecekleri son kademeye alıp sis farlarını açtığında görüş mesafesinin uzadığını görebilirsin. Onun dışında arabaya yeni mi eski mi bilmiyorum ama 2. el araçsa ve klima sistemi uzun süre içerideki havayı döndürme modunda çalışmışsa araç camları daha yoğun şekilde buğu tutar, bunu hayvan gibi buğulanan minibüs camlarında görebilirsin. O nedenle bir süre dışarıdaki havayı alacak şekilde çalıştır havalandırmayı.

Yazmayı unutmuşum, kesinlikle arka cam rezistansını da aç. Hem arka camın da buğulanmaz hem de birçok arabada aynalarda da resiztans var.

@chicha_v2'nin dediği durumda aynadaki resistans yağmur damlalarını da buharlaştırır aynayı kuruturdu.

Tam da 14 yaş sınırı varmış.

ortadaki vidaya bağlı kablo yoksa yok

3 kablo var kahve sari yesil ve mavi.
Mavi olan ortaya giriyor sanki

topraklama var, ortadaki kablo.

Onlari yapamam ya. Salonun prizine de baktim. Ondada 3 kablo var. Bir kere kacak akim atmisti. Yani kacak akim sigortam da calisiyor. Servis yeni bulasik makinesi baglayacakta onun onden hazir olsun dedigi kurallara bakqrken topraklama var mi yaziyor. Onun ixin acip baktim.

Zaten dar bir yerde gece gece kablolari sökup degdiremem.

Prizde bağlantı var ama binada topraklama hattı var mı acaba? Yeni binaysa vardır, son 5-10 yılda yapılanlarda olmaması çok zor.

Denşzbank ruslara satıldığından beri işlem yaıyolar diye okumuştum yanlış hatırlamıyorsam, direkt gidip şubeden yatırıp hesap açabilirsiniz ya da bozabilirsiniz.

Belki bozmaya yanaşmasalar da hespa açar yatırır, sonra online işlemden bozarsınız herhalde.

Ya da rus turist/tüccarların bol gezdiği yerlerdeki döviz bürolarında da hal olur sanki..

Hani İstanbul için Aksaray/Laleli mesela.

Arada bir oluyor benim arabada ve hiç bir sorun çıkmadı.

emin degilim ama o koku egzozdan da geliyor olabilir

bazen ilk calistirmada oyle fantastik kokular geliyor

lpg de de arabanin cig gaz atmasi durumu vardi sanirim

Genelde soğuk havada, ilk çalıştırmada olabiliyor. Sadece bu kadarsa sıkıntı yok, soğuk motor, soğuk eksoz, soğuk konvertör ve aniden patlayan silindirdeki ateşten geriye kalan yanmamış partiküller ve eksozdaki buhar vs bir sürü nedeni var.

kardeşinizin üzerine bu üç kişinin vekaleti yoksa hiçbişey olmaz emlakçının gazına gelmeyin

@erty_ksk ben de öyle düşünüyorum ama dergiparkta bir makalede alt üat soy ya da eş ise sorumlu kabul edilir yazıyordu ama onda emlakçı aracılığıyla satış olduğu için durum farklı bizden.

Bu emlakçılar hakkatan insana kafayı yedirtir. Bence emlakçının hakkı yoksa alıcının bulunması üzerinde satın.. gitsin mahkemeye versin sizi aşırı akıllıysa. Bunla uğraşmaz muhtemelen zaten.

Alt üst soy ve eş durumu alım ve kiralamada geçerli diye hatırlıyorum.

Yani atıyorum emlakcı size bir evi gezdirdi, sonra siz de emlakcıya komisyon vermeden işlem yapmak için evi eşinizin üstüne aldınız ya da kira kontratını eşinize yaptırdınız.

Bu durumda emlakcının hakkı saklı duruyor, dava açarsa hakkını alır.

Ama bence sizin durumda bu yemez, mal sahibi olanlar kardeşiniz için "bilgimiz olmadan gidip emlakcı ile anlaşmış, bizim tasarrufumuzda değil" gibi birşey diyerek haklı çıkabilirler.

Emlakcının sözleşmesi ile bir avukata danışın işinizi sağlama alın.

Ayrıca emlakcı vergi mükellefi biri mi? Emlakcılar odasına vs kayıtlı mı? Yani yasal bir emlakcı mı onu da bir soruşturun.

Merdiven altı biri ise siz de oradan yürürsünüz, adamın gözünü korkutursunuz.

Teşekkür ederim cevaplar için, az çok düşündüğüm cevapların gelmesi sevindirici. Avukata danışacağız ama annemin paniğini gidermek istedim ilk etapta. Adamlara bir iş yaptırmadan 17 bin para verme düşüncesi epey sinir bozdu çünkü.

ben hem erkek hem de ayak fetişistiyim, güzel ayak görünce beyni duran tayfadanım ama ben bile bilmiyorum valla niye daha seksi geldiğini. estetik görünüyor işte neblim, evrimsel bir şey bence, beynimize öyle kodlanmış bir şey. ayak bileği ince olsun diyorsun ama konu göğüs veya popo olduğunda tam tersi daha dolgun olanlar daha cazip bulunuyor. bilmem.

kadında bütün olay kıvrıma çıkıyor, bu da onun uzantısı. meme kısmı geniş bel ince kalça geniş bacaklar ince. bilek de ondan daha ince olmak zorunda ki kıvrım işi düzgün gitsin.

bi de doğuştan gelen bişey, sonradan eklenemediği için farklı kılıyor insanı. meme yaptır kalça yaptır ama ayak bileğini inceltebilen duymadım ben hiç.

kişisel düşüncem ise: abartılıyor. tanıyorum böyle bir erkek, kadında önce ayak bileğine bakarım ağbiii falan diyor. tuhaf.

bedene ait her norm gibi elbette çok özcü ama
narin ve uzun bacak algısı yaratıyor.
bir de (daha çok solda) ayak bileğinde arzu çakrası var (akupunktur), belki onunla da ilgilidir, bilinçdışımızdan.

Neden seksi kabul ediliyor? Çünkü "görsel açıdan" gerçekten çok hoş duruyor.

Hani şayet bir kadının genel havasında seksi bir durum varsa, ince ayak bileklerine sahip olmak detayı da seksiliğine çarpı 100 falan katıyor benim için. Kalın ayak bileği ile arasındaki fark çok bariz bence.

Google'da "thin ankle vs thick ankle" yazınca arada görsel olarak çok büyük farklar olduğunu fark ettim ben de. Ama bir kadında bakacağım en son yerdir benim için.

Şundan olabilir, yani geçmişten gelen algı şundan olabilir;

Eskiden kadınlar daha uzun ve kapalı giyindiği için (her toplumda) vucut hakkında ipucu alınabilecek nadir uzuvlardan biri çünkü.

Yani bileğe bakınca gerisi ahkkında az çok ip ucu verir sanki, bileği ince bir hanımın elbisesinin altından pehlivan fizikli biri çıkmaz genelde.

Şimdi aklıma geldi de yazdım, kendimden başka hiç bir dayanağı yok bu argümanın.

Kadın olarak diyorum ki benim bile ilgimi çekiyor.

Bilimsel olarak açıklayacak olursam eğer; kadınlarda sadece ayak bileği değil, küçük/narin uzuvların her biri çekicidir. Nasıl ki bebekler bizim tarafınızdan içgüdüsel olarak korunup kollanıyorsa, bebekleri anımsatacak narin uzuvlar da aynı şekilde korunup kollanmaya meyilli bir ortam hazırlıyor. Kadın vücudu da bu nedenle geçmişten günümüze şekillenmiş.

Yani bunun bir açıklaması yok ki beynimiz bunu cekici buluyor iste. Nasıl ki ince bel genis kalca seklinde cay bardagi formlu vucut seksi geliyorsa bu da oyle.
Kalin ayak bilegi erkek gibi gosteriyor kadini.

Kıvrımla ilgili bence de. Mesela bel ince olduğunda kalça ve meme daha dolgun görünüyor. Ayak bileği ince olunca da baldırlar daha dolgun, bilek daha zarif görünüyor. Kadın vücudunda kıvrım ve yuvarlak hatlar genel anlamda beğeniliyor ancak zarif görünmek şartıyla, bu da zor bulunan bir şey. hem genetik açıdan şanslı hem de spor yapıyor olmayı gerektiriyor.

Ince ayak bilegi gormeseniz de diger uzuvlar hakkinda bilgi verdigi icin onemli.
Bilek ince ise buyuk ihtimal ayak tarakli degildir, buyuk ihtimal bacagi da guzeldir vs..
Butun bunlari goz onune getirince ortam guzellesiyor. Bir de kafanda o ayak+bilek+bacak combinasyonuna bir topuklu ayakkabi uydurursan tamamdir ahhaha.

ince ayak bileği ekstradan bir seksilik katmıyor. ama kalın ayak bileği çirkin göründüğü için, incesi daha güzel geliyor otomatik olarak. aslında dolaylı bir seksilik gibi. ya da seksilik değil de, seksi olmayanın zıtı gibi.

çalıştığınız yerin mi? e-devlet 4a hizmet dökümüne bakınca bende isim - meslek kodu - işyeri no olarak ilerliyor.

İşyeri sahibinin e devlette gözükmüyor. Dediğiniz sayfada tire gözüküyor. Çalışanımız da yok ondan bakamıyoruz.

Çalışanın olduğu bir geçmiş döneme sgk bildirgesine baksanız?

Ya da google'a "sgk e bildirge v2" yazın, çıkan sayfaya sgk kullanıcı kodu ve şifrelerinizle login olup bakabilirsiniz.

Bunlardan hiçbiri yok diyorsanız, daha hiç sigortalı çalıştırmamışsınız demektir. Henüz bir sgk dosyanız, dolayısıyla işyeri numaranız yoktur.

@kibritsuyu

yeni iş yeriyiz o yüzden hiç geçmiş falan da çalışan yok.

sgk kullanıcı adım şifrem de yok.

ama kosgeb kayıt için istiyor :(

evet onlar da çalışanınız var mı diye sordu direkt. burdan görüntüleyemiyoruz dedi. e- bildirge sayfasını önerdi. ama dediğim gibi ona da giriş yapamıyorum. bağlı olduğum sgk'ya gidip çözeceğim sanırım artık.

Daha önce hiç eleman çalıştırmadıysanız henüz bir sgk dosyası açılmamıştır @kibritsuyu üstadın dediği gibi.

Kosgeb yetkilisine çalışan olmadığı için sgk dosyanız olmadığını, ama bağkurlu olduğunuzu bi söyleyin. Belki de "ha o zaman x yapalım" diyecektir.

Başvuru yaptığınız şey çalışanı olan kobi'lere özel birşeyse o başka.

Onun da hüllesi kolay, birini sigorta yapın 3-5 gün sonra yapın çıkışını.

Şahıs firması için sigortalı çalıştırmaya başlanacağı zaman işyeri bildirgesi doldurup yeni dosya açtırıyorsunuz.

Sermaye şirketleri (ltd veya aş) kuruluş aşamasında çalışan yok şeklinde beyan edilse bile sgk potansiyel bir dosya açıp numara veriyor. İşçi çalıştırmaya başlanacağı zaman dilekçe verip şifre alıyorsunuz. Sermaye şirketi ise bir numara vardır.

Ya da en kolayı John Bloor'un dediği gibi bir kişi alıp 1-2 gün çalışıp çıksın, numara almış olursunuz.

Ama kosgeb'de yeni işyeri diye bir seçenek de olmalı.

(git: eksisozluk.com)
(git: eksisozluk.com

Kısacası emlakçıya para vermek için bir sebebiniz yok. Tabi ev sahibi "illa ki de emlakçıya para vereceksin yoksa evi sana kiralamıyorum" demiyorsa.

ev sahibiyle hic emlakci muhabbetine girdiniz mi? girmediyseniz sahibinden kiraliyormus gibi davran. emlakci lafi gecerse "ne emlakcisi?" dersin.

tanidiginiz kisinin bir dümeni olabilir mi diye geldi aklima. ve üsttekiler +1

Ev sahibi emlak sözleşmesi imzaladı ise emlakçı o parayı yasal olarak alır. Ev sahibi kendi cebinden vermeyi kabul etmeyeceği için ödemek size düşer. Burada önemli olan emlak sözleşmesi var mı yok mu konusu. Eğer yoksa emlakçı yokmuş gibi davranın. Sonradan peydah olup parasını isterse sen kimsin ve neden sana para vereyim dersiniz.

Bence ortada bir emlakcı yok +1

Ya o tanıdık ya da ev sahibi emlakcı komisyonu için dümen yapıyor, son anda birini emlakcı gibi gösterip 2500 lirayı indirecekler.

Almadığınız hizmetin parasını vermeyin, ses etmeyin son ana kadar. Son anda sözleşmeyi yapı ve depozito ve ilk kirayı verin.

O esnada ya da o esnadan önce bir emlakcı ortaya çıakrsa "ne alaka? ben sizi daha önce hiç görmedim ve sizden hiç bir hizmet almadım" diyin.

Ya hu tamam, emlakcı komisyonu çoğumuzun zoruna gidiyor, ama en azından gerçekte adam sizi alıp götürüp evi gezdirip bu iş için mesai harcasa alsın komisyonu.

emlakçılarda bir kural vardır, arada başka bir emlakçı veya aracı varsa komisyonun yarısını da o alır. hatta 3 emlakçı varsa bazen 3e bölünür. sizin tanıdığınız muhtemelen bu çarkın içinde.

Elbette, TPE sitesine girip gerekli harçları yatırıp başvurunu online yapabilirsin.

Arabanda isofix varsa tercih edebilirsin, ama her arabada yok, emanet bir arabaya takmak sıkıntı olur mu bilmem.

Gruplar kilo ve yaşla alakalı.

Besafe Izi Comfort X3 Isofix

9-18 kg arası sanıyorum. ben de çok araştırıp bunda karar kılmıştım. 4 yaşa kadar güvenle kullanılır sanıyorum. arada yeğenim de biniyor 4'ten biraz büyük o bile oturuyor rahatça.

ama sana tavsiyem kesinlikle amazon'dan al.

bu model diğer birçok koltuktan daha yüksek haliyle camdan dışarısını görebiliyor çocuk ve sıkılmıyor.

isofix güvenlik için önemli. hem kemerle hem isofix ile bağlıyorum. çifte güvenlik yani. isofix olmayan modellerde sadece kemer oluyor.

isofix olmayan araba da artık pek yok. çok eski modellerde yok sadece.

isofix olmasında fayda var. araca adam gibi sabitlemiş olun.

ben yaptığım araştırma sonrasında römer'in bir modelini seçmiştim.

elden satmalisiniz yoksa kargo parasi filan bitirir sizi ve cok riskli

Elden satmak lazım. Fiyat alabilir miyim ben de tv almayı düşünüyorum.

Kesinlikle alıcıya deneyerek, görerek teslim edin. Malı deneyerek, görerek ve test ederek teslim aldığıın yazıldığı bir satış sözleşmesi yapın aranızda.

Ortalama olarak ya da biraz altında fiyat verilirse alıcı da nakliye taşıma gibi diğer hususları üstlenebilir yerinde satın alabilir.
Bu boyuttaki eşya ile bence kargo işine girmeyin.
Yine bulunduğunuz veya yakın çevre isimleriyle açılan facebook gruplarına da üye olarak ilan verebilirsiniz.
Diğer yandan en kestirme yollardan biri de yakındaki ikinci el ya da spot eşya alım satım dükkanlarına uğramak gerekiyor.
Eşyaya ait tüm kusurlar en baştan belirtilirse iyi olur.

istanbuldaysanız ilgilenebilirim

ahşap dolap kapaklarını kaplayabileceğiniz yapışkanlı şeyler var onlarla kaplarsanız daha renkli veya yine aynı şekilde tek renk sade temiz bir yüzey elde edebilirsiniz.

Birinci fotoda tablaya vurulan birşeyler nedeniyle oluşan hasarlar var. İkinci fotoda ise kenar bandı yanından nem ya da su almış ve malzeme zamanla kaparmış gibi.

Kabarık ve deforme yerler için güzelce bir zımpara, çukurlar ve yaralar için tamir macunu. En sonda ise güzelce bir boya ile on numara olur.

Beyaz kalsın derseniz sadece hasarlı yerler için bunu yaparsınız, komple renk değişecekse komple boyanır macundan sonra.

giderin oraya bir çatal koyarsın y şeklinde. diğer uca da çamaşır makinasını bağlarsın. mutfaklarda evye+bm bağlantısı gibi.

lavabonun altına makine yerleşmez çünkü sığmaz.

lavabo baya bir yukarıda olur? lavanun kendisi zaten aşağı çıkıtı yapıyor, bir de gider hortumu vs. makine yüksekliğini de hesaba katın. söylemek istediğiniz mutfak tezgahı altına çamaşır makinesi ise olur ancak direkt olarak lavabo altına olmaz.

Gider bir şekilde halledilir, önemli olan lavabo altına fiziki olarak makineyi sokabilmek.

Standart lavabo yüksekliğine girmez, ancak 95 tezgah yapıp lavaboyu tezgah üstü koyarsanız kurtarır.

Örnek;

i1.wp.com

i.ytimg.com

lavabo çok yüksek olur gibime geliyor.

Klasik lavabo mantığıyla olmaz, tezgah üstü çanak lavabo şeklinde görmüşlüğüm var ama.

komik olur .
1- yüksek bir lavabo almanız gerek ki makinanın üstüne koyasınız.
2- standardın üzerinde yükselmiş olur lavabo kullanımı
3- su tesisatı kaçak yaptığında makinaya zarar verebilir.

ben başka bir yere yorum yazmıştım 1 yıldız verip. adam bi şekilde tanıdık vasıtasıyla bana ulaştı rica etti düzeltmem için. Yani kolay silinse o da silerdi bence.

Aksine işletmeler de hakısz verilen 1 yıldızdan şikayetçi, işletmeci olarak spam diye bildirim var ama gerçek bir kullanıcının yorumunu google'ın sileceğini sanmam.

Gerçek hesabınızla mı yazdınız yorumu, hani bazen bir çok gmail üyeliği alıyoruz ya bazı üyelikler için, onlardan biri açık kaldı da google yorumu spam mi sandı?

@John Bloor yok hayır gerçek hesabımla yazdım. çok da şaşırdım açıkçası google'dan böyle bir şey beklemezdim.

Tekrar kontrol ettim, google hesabımla giriş yapmışsam yorumu görüyorum, yapmamışsam görmüyorum. Yorumu yapalı bir hafta oldu, aynı zamanda yapılan başka bir yorum görünüyor, hala bir çeşit değerlendirme sürecinde mi acaba?

başka bi google hesabıyla giriş yapıp baksan. görünmüyorsa değerlendirme sürecindedir.

Yorum sıralamasını yeniden eskiye diye sırala bir de, belki de gösterim sırası karışıktır.

Yorum sildirme olayı yoktu önceden, geldiyse bilmiyorum.

Çünkü ben de birkaç sene önce bir iki firmanın ayağını kaydırdım 1 yıldız verip. En çok beğenilen yorum benimkiydi falan. Bir de yerel rehberim google'da, 6. seviye. (övündüğüm şeye bak :D)

Bir tanesi mekanda bana köpek çekmişti, sonradan sosyal medya hesaplarım ve mailimi nerden bulduysa onlar dahil ulaşmaya çalıştı yanlış anlaşılma olmuş özür dileriz kaldırır mısınız yorumunuzu falan diye. Cevap bile vermedim. Bu adam yazılım şirketini sahibi idi. Oradaki haltı yiyen de o adamdı o yüzden geri adım atmadım. Neys yani hani sildirebiliyor olsa sildirirdi bence de +1

Başka bir şey olmuştur, yeri değişmiştir, el değiştirmiştir, kapanıp yeniden açılmıştır vs.

Veya gelmiştir belki artık yorum sildirme :/

yorumun ben sahteyim/botum/spam yapıyorum diye bağırmıyorsa ya da hemen hemen her yerde olan kuralları ihlal etmiyorsa silinmez.

Bende aynı durumu yaşadım bir kaç kere. Neden olduğunu çözemedim. Yalnızca negatif yorumlarımdan bazılarınsa bunu yaşadım. Ben görüyorum ama başkaları görmüyor. Hatta yoruma foto eklemişim. Eklediğim foto işletme fotolarının arasında çıkıyor ama yorumum çıkmıyor.

Ben daha çok negatif yorum yapan bi insandım. Daha önce negatif yorum yaptığım işletmeler beni spamladıysa o yüzden google beni banlıyor diye düşündüm.

kendin şişirebilirsin, ya da çalışan çocuk varsa söylersin yapar biraz ateşlersin :) ücret yok benzincide bir kenarda dik duran dikdörtgen kutucuk işte, hava hortumu ve su hortumu var. ekrandan basıncı seçip takıyorsun.

yeni arabalarda lastik basıncı düşünce uyarı veriyor, diğerlerine de verir herhalde. bakım yaptırınca düzenli olarak ben pek dert etmiyorum onları 10 yıllık arabada bile. cam suyu bitince de bir şey fışkırmıyor oradan anlarsın :)

yağa lastiğe uyarı verir. suya uyarı vermez. bitince anlarsın zaten onu. yağ kaçağı yoksa senelik bakım yaptığın sürece yağ da sorun çıkarmaz.

arabanın ideal basınç değerlerini öğrenip benzincide kendin şişirebilirsin. uğraşamam diyorsan lastikçiye git 5 tl versen yeter.

Arabaya göre değişir onlar. Ayrıca bu uyarı özellikleri için tüm arabaların klavuzunda bu özelliklere güvenmeyin esas takibi siz yapmalısınız yazar.

Sonuçta dandik sensörler ölçüyor. Kendiniz takip edeceksiniz.

Yap için bakım sonrası her 1000 köde bir yağ çubuğunu, en az haftada bir yedek su deposunu, aklınıza geldikçe de lastikleri kontrol edeceksiniz.

Arabada dijitale gğven olmaz.

Bunlari surucu kursunda ogrenmis olman gerekiyordu.

Yag bittigini yag cubugunu kontrol ederek, suyu dedigin de radyator suyu ayri, silecek suyu ayri, onlarin da haznelerine bakarak anlayabilirsin.

Lastigin indigini de arabaya binmeden lastiklere saga sola bakarak gorebilirsin. Bunlarin hicbirini kendin yapmak zorunda degilsin ama zamanla ogrenirsin basit seyler.

Yag cubugu nerde, silecek haznesi nerde, radyator haznesi nerde diye soracak durumdaysan gecmis olsun bunlari ogretmeleri gerekiyor.

Lastik için konuşuyorum, o sensörler öyle hassas sensörler değil yani azıcık inse araba uyarı vermez lastik komple inince uyarı verir

Ben ehliyeti alırken (sene 2008) kimse bana araba ile teknik bilgi vermedi, ilk yardım, trafik işaretleri vs. gösterildi sonrasında kendi kendime öğrendim. Kitapçık varsa aç onu yoksa kullanıcı el kitabı PDF olarak internette vardır.
Hiç bulamazsan YouTube var.

Yanınızda biri ile bir günü bunları öğrenmeye ayırırsanız daha iyi olur . Lastiği şişirmeden önce standart basınç değerini öğrenin sonra o değere göre akaryakıt istasyonundanki cihazdan o basınç seviyesini ayarlayıp şişirin. Ücretsizdir. Yeterli basınca geldiğinde (dijtal ekranlı olanlar) sesli uyarı verir.

Yağ için de çubuktaki belli bir seviye vardır her daim o civarda olması gerekiyor. Yap zaten öyle kolay kolay benzin/mazot gibi azalmaz. Motor içindeki mekanik aksamların hareketini düzenler.
Yağ değişimi,senelik bakım gibi normal şartlarda azalsından dolayı değildir bir nevi tazelemedir sadece.

@milletin efendisi olmaya gelen adam
Lastik belli bir değerin altına düştüğünde tamamen inmese dahi bazı araçlar uyarı veriyor. Soğuk havalarda bu daha belirgin olur.

Amma çok hatalı bilgi verilmiş. Bi toparlamak lazım bunları;

- Şimdi ilk olarak lastik: Aracın sol kapı içinde veya benzin deposunun kapağında lastik basınçları yer alır. Örneğin: shield.com.tr
Bu örneğe göre her iki lastiğe de 33 psi hava basılması gerekir. Her benzincide hava ünitesi olur. Ayarı 33'e getirip yandaki zımbırtıyı 'END' yazıp ötene kadar lastiklerin subaplarına tutacaksın. İlk kez yaparken benzinlikte çalışan görevlilerden yardım istersin. Sonra kendin de yaparsın. Zor bir şey değil. Araçtaki basınç göstergesi sadece tamamen inen lastiği değil, sıfırlandığı değere göre %25 düşüş yaşarsa uyarır. Örneğin 32'de basınç sensörünü Set tuşu ile sıfırladınız. 24'ün altına düşerse ikaz lambası yanar.

- Yağ: Bakımını zamanında yaparsan kontrol etmene gerek yok. Ama kontrol edeceksen de dikkat etmen gereken şeyler var. İlk olarak aracı çalıştırmadan veya motor durduktan en az yarım saat sonra, araç düz bir zemindeyken kontrol edilir. Yağın kartere akması gerekir doğru sonuç için. Şartlar uygunsa kaputu açıp yağ seviye çubuğu çekilir ve ilk olarak üstünde biriken yağ silinir. Sonra çubuk tekrar tam olarak yerine takılır. Tekrar çekilip bakıldığında şu görselde 1 ile 4 arasındaysa seviye normaldir:
www.sorucozumleri.net
1'e yakınsa yağ azalmış demektir. Eklemekte fayda var.

Cam suyu: Bunun seviyesini haznesine bakıp göremezsin. Zaten hazne genelde aşağıda gizli olur. Takip etmen gereken bir şey değil. Cama su sıkmak istediğinde su gelmiyorsa suyu fullersin. Bu kadar.

Soğutma suyu kaputun altında genelde solda görünür bir haznenin içinde olur. Şu görselde solda sarımsı renkteki hazne: parkers-images.bauersecure.com
Yine araç çalışmıyor iken kontrol edilir. Haznenin üstünde max-min diye 2 çizgi olur. Onun arasında olması gerekir. Bazı araçlar bu su eksik ise hem ışıklı hem de sesli uyarı verir. Aracın devirdaim sisteminde bir sorun ya da kaçak yoksa kendi kendine tükenen bir şey değil. Ama ayda bir kontrol etmekte fayda var. Bu su minimumun altına indi diye araç hemen bozulmaz. Sadece dikkat etmekte fayda var. Çok kısa süreli olarak bu su olmadan da çalışır. Ama buna güvenip susuz çalıştırmayın tabii.

@himmet dayi'nın yazdıklarına ekleyecek bir şey yok, ama cam suyu için ekleme şart.

Cam suyu bazen öye bir anda biter ki, öndeki araçların yerden kaldırdığı çamur camı kaplar ve su bittiği için silemezsin. Rezil bir durumdur, tehlikelidir de.

Bu yüzden bitmesini beklemeden sık kullanıldığı mevsimlerde sık sık kontrol etmek gerekli, hatta ne olur ne olmaz diye bagajda bir tane 1,5 lt su bulundurmak her durum için iyi olur.

araba 5-10 senelikse
ayda 1 kaputu aç
motor suyu normal seviyede mi kontrol
3-4 ayda bir, benzincide yağa bakalım diye soranlara evet de

20dönüm = 20.000m2
portakal 6x6m., nar ise 3x4m. aralıkla dikilir. ortalama 5x5m. dikim yapılmış olsa(bahçenin yüzde kaçı nar portakal bilmiyoruz)
5x5=25m2 den hesap etseniz 800 ağaç eder. ağaç başına yıllık 100-150 kg nar üretimi ortalaması vardır.
bu oran portakalda 150-200kg dır.

buradan hesabınızı yaparsınız artık :)

Üstteki arkadaşın hesabına göre amcanız parayı götürüyor.

Hiç emek harcamıyorsanız payın çok olması zor ama yine de istenebilir.

hocam bu tarz durumlarda kar payı değil icar (kira) ücreti isteyebilirsiniz ancak. zira bütün çalışma, masraflar falan karşı tarafça karşılanmış. bu sebeple siz gelire evya kara ortak olamazsınız. civardaki icar ücretlerine bakın, dönüm için ortalama 1500 tl gibi bir değerdir yıllık. tarşanın toplam icar değeri 30,000 tl olsa sizin payınıza göre ödeme yapması gerekir (tarlayı kullanmaya başladıpından beri her yıl için). muhtemelen bunu yapmaya yanaşmayacaktır ama, siz de gidip dava edersiniz bu durumda. zira sizin hakkınız olan bir tarlayı kafasına göre ekip biçemez.

Bunu en iyisi bir avukata danışmak gerekiyor. Ortada kötü niyet var.

Eğer hakkınız olan payı kendiniz ekip biçmeyecekseniz icar denilen kirayı talep edebilirsiniz.

Bu sene pancarda 400 ayçiçeğinde 300 lira ortalama icar bedeliymiş, portakal ve narı bulamadım. Ama yazıldğı gibi 1500 filansa "güzel para kanka"

1000 tl desek, arazinin tümü 20.000 tl eder yıllık, bunun üzerinden kendi payınızı hesaplarsınız.

Ama geriye dönük alabileceğinizi sanmıyorum.

bizim başımıza geldi aynısı, 10.yıl dükkan sahibi çıkmamızı istedi çıkmadık kirada artış yaptık devam ettik ancak araya pandemi girdi kiralar ödendiği için de karaktersiz dükkan sahibi çıkmamızdan vazgeçmiş olacak ki 2 yıl pandemi süresince sesi dahi çıkmadı. bu işin başında avukatla görüştük avukat kiranızı ödediğiniz sürece tahliye formu imzalamadıysanız çıkaramaz mahkemeye veriri bir şekilde mahkeme 1-2 yıl sürer oturursunuz hatta mahkeme sizden yana karar verirse oturmaya devam edersiniz demişti.
belki bir fikir verir, emlak işlerinden anlayan bir hukukçuyla görüşmenizde fayda var. kiranız, kontratınıza göre işler değişiklik gösterebilir.

5 yıl geçtikten sonra rayiç bedel davası açabilir

5 yıldan sonra emsallerine göre kira düzenleme hakkı var

5 yıl sonra rayiç değerinde kirayı yenileme hakkı var mal sahibinin.

10 yıl sonra da sebepsiz çık deme hakkı var.

Evden ve semtten memnunsan, ev sahibi de sıkıntılı bir tip değilse, yeni kira bütçene uygunsa anlaş ve oturmaya devam et bence.

Hukukcu değilim ama hem kiracı hem mal sahibi olup da bu işlerle ilgili biri olarak bilgilerim güncel değil mi diye tkrar bi yokladım.

TBK madde 347 özetle der ki;

Kiracı 15 gün önceden yazılı bildirim yaparak istediği zaman mülkü boşaltabilir.

Mal sahibi ise sözleşmenin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, sözleşme süresi dolmadan 3 ay önce yazılı bildirim yaparak boşaltılmasını isteyebilir.

Hatta beyoğlu'ndaki çok ünlü ve eski iki tane pastane/restoran için konu yargıtaya kadar gitmişti.

Yargıtay da 2012 yılında sözleşme yenilendiği için 2022 yılından önce çıkarılamayacağına karar verdi.

"Sözleşme süresinin başlamasından itibaren 10 uzama yılı geçtikten sonra kiraya veren genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirim sürelerine uyarak kira sözleşmesini sona erdirebilir. Buna göre; kiraya veren 10 yıllık uzama yılından sonra bu süreyi takip eden her uzama yılının sonunda en az 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla kiraya veren kiracıyı kiralanan taşınmazdan çıkarabilir."

10 yıl dolarsa ev sahibi sözleşmeyi feshedebilir. Yani var böyle bir hak. 10 yıldan önce kiracı istemediği sürece ve haklı koşul oluşmadığı sürece ev sahibi kiracıyı çıkaramaz. 10 yıldan sonra çıkarır.

borçlar kanunu 344, 345

kocakhukuk.com

10 yıllık kira süresi bittiğinde, her uzama yılının bitimine en az 3 ay önce yazılı ihtarname göndererek, herhangi bir sebep göstermeksizin tahliyenizi talep edebilir.

İki yol var. Biri sahilden biri ormandan gidiyor. Ormandan giden yol çok düzgün ve çok kişi tercih etmiyor çünkü çok uzatıyor yolu. Sahilden giden ise biraz bozuk ama kısa.

Yol duzgun ama asiri virajli.
Arkandaki araba gozden kayboluyor o derece virajlar var, zevkli baya.

şileye kadar çok güzel. ağvaya giden yolu bilmiyorum.

gece çıkmayın yola. yeni sürücü için virajlı yol gece daha zor olur. şile ağvadan hemen önce gelen riva'da evimiz var sürekli gittiğim yol. gece sıkıntılı.

Şile'ye geldiğinizde büyük bir ada ve ışıklar olan dört yol var, aslında kumbaba sapağı orası, Şile'nin ana girişi biraz daha ileride.

Bu ada/dört yoldan sonra hemen ileride sağa gösteren Ağva tabelası var, buradan girip yeni yoldan, orman yolundan gidin. Asfalt daha düzgün ve güvenli bir yol.

Acemiyseniz gece gitmeyin, acemiyseniz gece ışıklandırmasız hiç bir yola girmeyin aslında.

Tepeüstünden (bjk tesislerinden) Çekmeköy'e kadar EDS koridor hız limiti var, 80 km/h geçmeyin.

Sonra Sarıgazi sapağından Taşdelen'in ilerisine kadar tekrar koridor RDS var, yine hız 80 km/h.

Sonra Nişantepe petrol ofisinden Ömerli'ye kadar koridor var ama sınır 90 km/h.

Şile yolunda da genel olarak 90'ı geçmeyin, güvenli sürüş için 90 yeterli.

Korkmayın, araç sürmek için en güzel yollardan biridir.

Buzdolap dahil, fırın, ocak tüm ankastrelerin ve kettle vs tüm vihazların prizlerini ve fişlerini bi kontrol edin.

Erime akma form değişikliği, koku vs var mı bakın.

Koku varken sıcağı sıcağına arayıp koku kaynağını bulsaydınız keşke.

Bim yada a101de satılıyor dediğin tarz telefonlar. Denk gelmen lazım.

bit pazarları ve mezat dükkanları, hatta bu dükkanların instagram hesapları çok fazla, aratıp bir tanesini takip edince diğerlerini de bulursun, çevirmeli telefonlardan devlet dairesi tuşlu telefonlarına kadar çeşide denk geldim

hangileri onlar? ben de merak ettim

www.hepsiburada.com

cevirmeli falan istiyorsan onlar ikinci el satan yerlerde vardir. letgo mezat vs

"masaüstü telefon"

Ekransız manuel bir tip bulmak zor olur sıfır, ya da direkt santral için üretilen karel'ler vs olur.

Ama ekranlı olup numara vs gösterenler de pil takmazsanız ekran çalışmaz ama telefon kullanılmaya devam eder.

Yanlış hatırlamıyorsam sürekli kalaylı olması lazım. Kalayı kalkarsa bakırın zehirleme ihtimali vardı sanki?

Çay için en iyi dem cam ve porselen demliktir denir hep.

celikten sasma

Bakırı ateşe koymaya oldum olası tırsmışımdır (ha o benim uyuzluğum olabilir tabi) porselenden aldım ben en büyük verimi hep.

www.ido.com.tr

şöyle bir sayfa var, ama sefer saatleri ya da bilet al linkinde yok bir bilgi. Eski bir hat olabilir.

Edit: Bir haberde şöyle bir bilgi var;

Bu kapsamda 01 Aralık 2018 tarihinde Bostancı-Beşiktaş, Bostancı-Kadıköy-Yenikapı-Bakırköy, Adalar hatlarımız geçici olarak durdurulacak olup Bostancı, Yenikapı ve Kadıköy iskelelerimiz şehir dışı hatlar için faaliyet vermeye devam edecektir.

ido vardı kapandı 2-3 yıl önce. yanında turyol iskelesi var ama o da çalışmıyor galiba. bakırköy'e deniz ulaşımı büyük sıkıntılı.

Bina demirbaşı bütün kat maliklerinin sorumluluğundadır, masraf daire başına bölünür. Tüm daireler bir kişiye ait olduğuna göre o yaptırmalı.

Sürekli bozuluyorsa, bozulmayan bir türe çevirsinler otomatik sistemini.

bina sahibi, cok net.

param güvende ile satacaksanız, ilan oluşturup satış fiyatınızı giriyorsunuz. öncelikle o size ödenecek net rakam oluyor. eskiden satış fiyatından komisyon düşülüyordu, artık düşülmüyor. eğer satın alınırsa, kredi kartıyla satın alıyor, size ürünü kargolamanız için kargo kodu olan bir mesaj geliyor. belirli büyüklükteki ürünlere kadar kargo bedava ve o kod ile yurtiçi kargoya veriyorsunuz. adres isim falan da yazmıyorsunuz, kod vermeniz yeterli. alıcı ürünü teslim alıyor ve onaylayınca aynı gün içinde para hesabınıza geçiyor.

Bu tür ürünleri deneyerek yüzyüze satmak en sağlıklısı.

ALıcı kötü niyetli biriyse ürünü alıp, içinden lazım olan parçaları elindeki bozuklarla değiştirip

"ürün bozuk geldi" diyerek iade edebilir ve parasını geri alır.

Bu tür işlemlerde satıcıyı koruyan pek birşey yok, hemen herşey alıcı lehine.

elden sat bence dh ye falan da koy. sahibinde çok ölücü boş adam var uğraşırsın baya

(Alıntı)

Elektrik hattında problem olabilir, makinenizin fişini çekin ve aynı prize farklı bir ev aleti (saç kurutma makinesi, kettle) takarak deneyin. Sigortalar yine atıyorsa, uzman bir elektrikçiye priz hattınızı kontrol ettirin. Uzatma kablosu, 3'lü priz vb. varsa çıkartın ve doğrudan prize bağlayarak tekrar deneyin.

beyazesyaklimakombievaletleriservisi.blogspot.com

tekli sigorta ise atan, iç tesisat yönetmeligine uygun ise kablo kesitleri sigortanın eşik değerini amper cinsinden arttırabilirsiniz.

aynı prize traş makinesi, saç kurutma makinesi gibi aletleri defalarca taktık ve hiçbirinin sigortayı attırdığını hatırlamıyorum.

evdeki sigorta da şöyle bir şey: 2.bp.blogspot.com

bunun sadece bir tanesi atıyor.

çamaşır makinasını uzatma kablosu ile sigortanın attığında etkilenmeyen cihazların olduğu bi prize bağlayın ve evdeki tüm cihazları kapatın. eğer yine atıyosa makinanın içinde kaçak vardır, eğer atmıyosa makinayı bağladığınız priz hattında sigortanın kaldırabileceğinden daha yüksek akım çeken başka cihazlar bağlıdır. doğal olarak sigortayı büyütmeniz çözüm olacaktır.

kettle, fön makinası gibi cihazlar çamaşır makinasına oranla daha kısa süreli çalıştıkları için sigortanın ısınıp atması için gerekli süreyi dolduramıyo olabilirler. aynı şeyi elektrikli ısıtıcıyı 20-30 dk çalıştırarak denemeniz daha doğru olacaktır.

Hocam normal sartlarda atmamasi lazım o tesisat ona dayanmasi lazim. Makinede bir sorun olduğunu düşünüyorum, makineyi uzatma kablosuyla baska saltere bagli olan bir prize takın, baska odaya bağlayın oyle deneyin yine aynısı olacak mi bakin. Muhtemelen olacaktır.

Onlem almazsanz ne olur? Yangin cikabilir hocam en kisa zamanda baktirin. Basit ama sonuclaro agir olabilecek sorun.

Atan sigortadan korkulmaz, demek ki görev yerine geliyor. Yangın riski yok yani.

Sigorta ömrünü tamamlamış olabilir, arızalanmış olabilir, amperi yetmiyor olabilir (zor ihtimal)

Her seferinde atsa makine ya da hatta sıkıntı arardık ama arada attığına göre problem sigortada.

Denemek için çıkışını bi yandaki sigorta ile değişin, eğer hatta ya da makinede sorun varsa bu yeni sigorta da atar bundan sonra.

Bu arada, yazmayi unutmusum, onemli olabilir: camasir makinesinin acma tusuna bastigimiz zaman atiyor sigorta. Makine calismaya basladiktan sonra atmadi hic. Sadece acma tusuna basarken korkuyoruz atacak mi diye.

O zaman sigortada değil, makinede var basit bir problem. Girişten itibaren karta kadar giden hat ve buton içi bi kontrol edilmeli, ilginç bir arıza.

Buton mekanik mi peki dijital mi?

Buton, mekanik.

O zaman ben bir samsung ile goruseyim. Ucretsiz hallederler herhalde.

Garanti yoksa ücretsiz halletmezler, garanti varsa da su teması filan diyip kullanıcı hatası demesinler dikkat edin.

Komple alçı çekilecekse ciddi bir işçilik olacak bir kere, malzeme dahilse fiyat iyi gibi.

Malzeme hariç sadece işçilikse birilerine daha sormak lazım sanki, nerden baksan 250-300 metrekare alçı - zımpara - boya yapılacak.

140 metrekare ev için haziran ayında çatlakların tamiri ve full boya için tüm malzemeler dahil 1500 lira para ödedim. Konum İstanbul, Kartal.

bana abartı geldi. armut.com dan birden fazla teklif alın. teklif verenlerin müşteri yorumlarına göre karar verin.

alci olayini bilmiyorum ama net 120 m^2 civari evi 4000tl'ye boyattik. ustayi filli boyadan bulduk, guzel de yaptilar. daha ucuz fiyat veren usta da oldu ama yaptigi isi gorduk, bok gibiydi. o yuzden cok da ucuza kacmamak lazim. alci onemli bir de bence, kendi evimizde alcilar cok kotuydu, bardak buyuklugunde parcalar halinde kopup dusen yerleri vardi.

alçı çekilecek olması fiyatı arttırıyor.

Bu arada evde işsiz biri var ve "ben yaparım lan" gözü karalığında biriyse, alçı çekmek çok da zor değil aslında. İşsiz dememdeki kasıt usta bir haftada yaparsa böyle biri belki 1 ayda ancak bitirir o yüzden.

Birçok asya ülkesi, kuzey batı avrupa ülkesi, eski sovyet blok ülkelerinde vs inşaatlarda kadınlar çalışıyor alçı işinde.

Yani kas gücü gerektiren bir iş değil, ama acemisinde iyi kol yorar orası ayrı.

daha önce boyalı değilse normal

12bin çok çok uçuk bir fiyat. Ev inşaat halinde mi?

kendiniz yapın diyenlere katılmıyorum. alçıyı her gün yapmasına rağmen ustası olmayanlar bile beceremiyor. duvarlar dümdüz süper pürüzsüz olsaydı zaten alçı ihtiyacınız olmazdı, demek ki alçı ihtiyacı var. bu da ustalık isteyen bir iş emin olun.

benim önerim alçı çektirmektense hazır panellerden yaptırmanız. bunlar zaten düz oluyor, sadece tüm duvarı ayarlamak gerekiyor birbirine ekleyerek. bunu da kendi başınıza yapabilir misiniz bilmiyorum, tecrübesizseniz zor..

inşaat halinde değil. alçısız olursa 3-5bin lira dedi bir de.
kendi başıma yapmam mümkün değil.

105 metre kare evime Eylül ayında alçı+saten boya yaptırdım 4400'e bu 12bin nasıl bir fiyat cidden anlayamadım. @dadasalon haklı bence de Armut.com'dan fiyat alın.

alçı işi öyle tamirat düzeyindeyse kesinlikle kendiniz yapın. çok basit. bir spatula ve alçı yetiyor. keza boya da öyle. tek seferde beceremezseniz ikinci katı da atarsınız mis gibi olur. 12 bin ne yapıyor hıaa

bunu demirleri yaptirdiginiz adamlarin duzeltmesi gerek normalde ama bizde isini ahlakli yapan usta bulmak zor.

bence talepte bulunun, gelip yapsinlar.

nerede ne şartlarda yaşıyorsunuz bilmiyorum ama o usta pezevengine gösterin orayı.

Poliçeye göre değişir, ucuz olandan almışsanız kapsamı dardır sadece çok acil şeylere bakarlar (elektrik, su tesisatı gibi). Poliçeyi inceleyin neler dahilmiş diye, eğer çözemezseniz arayıp sorun. Belki karşılar belki karşılamazlar ama şunu belirteyim karşılamazsalar bile size daha iyi usta çağırabilirler (parasını siz öderseniz ustaya) anlaşmalı oldukları networkten bununkinden daha iyi iş çıkarır kurumsal çalıştıklarından.

Bu kadar küçük bir şey için sigortaya başvurursanız gelecek yılın sigorta primi daha pahalıya mal olabilir sanki.

Demiri takan ustaya gösterin +1
Ya da mahalleden bir usta bulun, on dakikalık iş için sigortaya başvurmayın bence.

sigorta şirketi bunun demir takarken olduğunu anlarsa size parayı öder, demir takan ustadan alır parasını.

Boşuna hasarsızlığı bozmayın bu kadar basit birşey için.

Seramikler kırılmadıysa yapıştırmak kolay;

1 kg açık kalekim alın (aslında marka bu, ama nalburdan böyle isteyin)

Bir kaba önce su koyun az miktarda, yavaş yavaş tozu dökün içine, su az gelirse yavaşca su ekleyin.

Yoğurttan biraz daha kıvamlı hale gelene kadar karıştırın, yoğurt-hamur arası bir kıvam olunca seramiklerin arkasına yeteri kadar sürün ve yerine yapıştırın.

Kuruyana kadar düşmesin diye altına koyacağınız tahta vs destekleri önceden hazır edin.